Sayfalar

30 Ekim 2012 Salı

Arkadaşlık Dostluk Çıkarlar vs... İnsanın İçindeki Bermuda...

      Arkadaşlık, dostluk ve kardeşlik gibi ifadeler o kadar hoş ifadeler ki duymak bile insanı rahatlatıyor. Bir insanın sizi düşünmesi sizin için endişelenmesi gerçekten takdire şayan olaylar. Bir insanı yanınızda hissetmek gerçekten paha biçilemez bir durum. Ama her zaman durum böyle olmuyor.
 
      Bir insana dost diyorsunuz, arkadaş diyorsunuz güveniyorsunuz, sırlarınızı açıyorsunuz, kendinizi onun yanında rahat hissediyorsunuz ama o sizin bu samimiyetinize karşılık saçma bir şekilde dostluğa arkadaşlığa sığmayacak şekilde hareket eder sırlarınızı size karşı kullanır mesela yada zafınızı başkalarıyla paylaşır. Peki neden ? Çok sordum bu soruyu kendime... Böyle yapmayan gerçek dostlarımla karşılaştırdım bu insanları... Bunlara da aynı hareket ediyorum, aynı samimiyeti gösteriyorum ama bu insanlar da farklı sonuçlarla karşılaşıyorum...

      Ama yapacak bir şey gerçekten yok. Neden mi? Çünkü derdinizi, sıkıntınızı bir şekilde birilerine anlatmalısınız, paylaşmalısınız. Paylaşmak zorundasınız daha doğrusu... İnsan oğlu böyledir sıkıntısını paylaşmayınca bir ağırlık çöker üstüne bu ağırlığı bir yere bırakmakk ister sağlam bir yere... Ama işte her zaman sağlam yer bulamıyorsunuz... Bıraktığınız yükün daha büyüğü üzerinize çığ gibi geliveriyor... Güvenerek sır verdiğiniz bir insan hiç çekinmeden bunu olur olmaz yerde paylaşıyor...

      Şimdi sonuç olarak iki yolumuz var birincisi bir insana güvenene kadar defalarca kez deneyin yılmadan hepsinden geçerse ki bu bayağı zor bir ihtimal bu insanı bırakmayın. ikincisi sıkıntınızdan kurtulmak için yalnız hissetmemek için şansınıza güvenerek içinize alın ama en tehlikeli yol budur ve sonucunu zamana bırakın...

    Hayatın bize sağlam dostlar rastgetirmesi dileğiyle...

20 Ekim 2012 Cumartesi

Kurban Bayramı, İbadet ve İslam

      Her şey bir tv programındaki şu sözleri duymamla birlikte başladı; " Ben kurban kesmeye karşıyım ama bir kurban parası kadar yardım yapmayı düşünüyorum." diye devam eden bir söz... Soruyorum nedir bu? Bu kelimeyi kullanırken asıl kast edilen nedir?

      Kurban kesmek bir ibadettir. Ve kesinlikle etrafta lanse edildiği gibi hayvan katli değildir... Bu ibadet Allah rızası için yapılır ve kesilen hayvanların eti fakirlere dağıtılır. Bilmeyenler için söylüyorum bu iş böyledir. Ama bazı kesimler bu işin ne dini boyutunu nede maddi boyutunu düşünmeden sanki kurban kesmek hayvan katletmekmiş gibi ifadelerle insanları etkilemeye ve bu tarz örnek davranışları azalmaya çalışıyorlar.
      Şu an Türkiye'de kişi başına düşen ortalama gelir ne kadar yüksek görükürse görüksün aslında gerçek şu ki vergi rekortmeni bir kaç kişi bu ortalamaya dahil edilmese ortaya çıkan sonuç şimdikinden çok daha aşağıda çıkacaktır. Yani hala Türkiyenin büyük bir kısmı asgari ücretle geçiniyor. Ve asgari ücret alan bir ailenin bırakın et almayı doğru düzgün geçinmesi bile mucizedir.
      Böyle bir durumda kurban gibi ibadetler maddi durumu iyi olmayan insanlar için bir umut kapısıdır. Bir sevinç kaynağıdır. Belki senede bir de olsa bu sayede et yeme imkanı bulan insanlar var ve sayıları hiçte azımsanacak kadar değil. Hani bir söz vardır "Tok açın halinden anlamaz..." diye. Bu sözleri söyleyen insanların maddiyeti azımsanamayacak düzeydedir... Ve sofralarında  her çeşit et bulunduran kişiler bu insanlar. Buna rağmen kendileri et yerken hayvan katli olmazken ne hikmetse kurban kesiminde hayvan katli oluyor. Yorum sizin...
 
      Bir de işin dini boyutu var. Kurban kesmek bir ibadettir. İbadetler Allah rızası için yapılır. Kimse diyemezki bu bir bağnazlıktır cahilliktir diye... Çünkü kurban kesmek sonradan uydurulmuş bir ibadet değildir. Aksine islamın şartlarındandır. Yapmak maddi gücü yeterli olan herkes için zorunlur ve inanmak ise maddi durumla alakası olmadan bütün müslümanlar için zorunludur. Bu ibadet islamın inanç şartlarından olduğu için inanmayan inkar eden kişilerin dinden çıkma gibi kötü bir duruma düşmeleride kaçınılmaz bir sonuçtur.