Sayfalar

30 Kasım 2012 Cuma

Akademik Yaşamda Yükselmek Ales'le başlamıyormuş...

      Geçenlerde ülkemizin insan hayatına en çok önem vermesi gereken yerlerden birinde yani bir üniversite hastahanesindeydim. Hemde acil bölümünde yani tam ölüm kalın meselesinin olduğu yerde... Olayları hiç abartmadan anlatıyorum, olduğu gibi zaten abartmamı gerektiren bir durum da yok ortada gerçekten içler acısı bir durum.

      Hastanenin acil kısmına kaza geçirmiş ve muhtemelen kırıkları olan bir hasta geldi. Önce kayıt yapılması gerektiğini söylediler ve kayıt yaparken anlam veremediğim bir şey duydum "Hasta ssk'lıymış!!!". Yani ne demek ti bu bilemiyorum belki hastane daha çok kar ediyordur bu hastalardan. Neyse konumuza dönelim Hastanın röntgen, kan tahlili vs. testlerini yaptıktan sonra.bir kırık tespit edilmiş alçıya alınması gerektiğini söylemişler. Alçılama yapan doktor acı içindeki hasta onun alçıyı bitirmesini beklerken birden birisi salona geldi. Öyle bir ikram izzet var ki akıllara zarar, sanki kral gelmiş... Bu arada alçı işini halleden doktorda işini hastayı unutup bu muhterem zatın yanına geldi, hal hatır sormaya başladı... 

      Sonradan öğrendik ki bu muhterem zat üniversite hastahanesinde çalışan bir prof.'muş. Neyse hastane personelinin tapınma töreni bittikten sonra, bizim alçıcı doktor hala prof.'a yalakalık peşinde bi on dakika falan sürmüştür herhalde bu durum neyse hasta yakınlarından birisi geldi doktora hatırlattı alçı kuruyacak bi ilgilenin diyede bu yalakalık gösterisine bi ara verip hastanın yanına gitti. Orada bile hala gözü Prof.'taydı ki bir fırsatını bulursam yalakalığa devam edeyim diye. Hastahanede gördüğüm pek çok sıkıntı olmasına rağmen bu kadarını anlatmayla yetindim. Durum bu. Bu bile durumun ne kadar kötü olduğunu gösteriyor.

      Şimdi benim merak ettiğim bir kaç şey var. Birincisi bu yavşakça davranışlar akademik hayatta işe yarıyor mu, eğer yarıyorsa emek vererek çalışarak bir yere gelinemez mi ve İllaki her yerde referansımızın(halk arasında torpil diye bilinen amansız hastalık) mı olması gerekir? Yani açıkcası bu alçı yapan doktor bu yalakalığı yapmak zorunda mı?

      İkincisi yaşamak istiyorsak özel hastanelere mi gitmeliyiz, devlet kurumları hala bir işe yaramıyor mu, hala hizmet alan değil hizmet eden mi önemli, hala hiç olmazsa kapıcıyı tanı yoksa burada işin görülmez devrinde miyiz? Açıkcası zengin olmayanın yaşamaya hakkı yok mu?

      Üçüncüsü bu üniversiteler eğitim kurumları diye biliyordum yoksa yanılıyor muyum? İlim irfan yuvasında yalakalığın işi ne, yalakalık işe yarıyorsa öğrencinin ders çalışmasına gerek var mı? Ve bu sorular ışığında çok hoş bir soru daha: Siz Prof.'lar bu öğrencilere üniversitede öğrencilere ne öğretiyorsunuz?

26 Kasım 2012 Pazartesi

Bir Saygısızlığın Belgeseli "Trafik Canavarları"

      Trafik canavarının en sağlam kalelerinden biri olan bir Türkiye'de yaşıyoruz. Sanki bir bilgisayar oyunu oynarcasına sınırları zorlayarak sürüyoruz araçlarımızı... Etrafta ki insanlar o bilgisayar oyunlarındaki cansız karakterlermiş gibi yayaları dikkate almadan sürüyoruz... F1 pilotu olmuşuz da 1. olmamıza birkaç milisaniye kalmış da ona yetişiyor muşuz gibi sürüyoruz... Sürüyorsunuz... Sürüyorlar...

      Peki sebep ne? Büyük bir hiç... Kocaman bir hiç... Mesele hızlı sürmekten zevk almak değil ki adamlar tehlikeli şeyler yapmaktan hoşlanıyorlar. Makasa girip hem kendi hayatlarını hemde diğer kişinin hayatlarını tehlikeye atmaktan hoşlanıyorlar... Ters şeride girip birisiyle burun buruna çarpışma ihtimalini onun heyecanını yaşamayı seviyorlar... Simülasyonlardan değil gerçekten o tehlikeleri yaşamaktan hoşlanıyorlar...

      Bir kısmı sadece kuralları çiğnemeyi sevdiği için böyle davranıyorlar. Belkide yavaş gitmek yasaklanmalı belki o zaman yavaş giderler sadece kuralları çiğnemek için... Nasıl bir zihniyettir ki bu başka insanların hayatlarıyla oynamaktan onlara zarar vermekten çekinmiyorlar anlamak güç... Bir dolmuş şoförünün bir dakika geç kalmasının sonucunda sanki ölümcül bir yarası olan birini hastahaneye yetiştirmeye çalışan ambulans şoförü gibi  araba kullanması... O kadar basit sebepler ki gerçekten anlamak mümkün değil...



      Ve bunu yapan insanlar başkalarının yaptığı hataları o kadar iyi görürler ki sanki kendileri çok iyi biliyorlarmış gibi... Yeşil ışık yandığında 2 saniye geç kalsanız korna sesiyle birlikte bir küfür duyarsınız bu duyarsızlardan... Bir yayaya yol vermek için aracınızı durdursanız arkadaki kamyon şoförü kıyameti koparır... Ve buna rağmen aracını insanlara saygılı şekilde kullanan insanlar, onlara ödül verilmeli. Akşamın o yoğun trafiğinde karşıdan karşıya geçmeye uğraşan insanlara yol veren o bayana ödül verilmeli... Aracından inip sakat birini karşıya geçiren o beyefendiye ödül verilmeli... O kadar saygısıza rağmen hala saygılı olanlara teşekkürler...