Sayfalar

30 Ocak 2013 Çarşamba

Çocukları Cep Telefonundan Gps Yardımıyla Google Üzerinden Takip Edin...


Önce akıllı bir cep telefonuna ihtiyacımız var biraz pahalılar ama çocuğumuz için paraya kıyalım biraz. Çünkü Google maps isimli uygulamayı cep telefonumuza yüklemeliyiz ve onun üzerinden edeceğiz. Önce google'a üye olmalıyız. Hesabınızı ve bilgilerinizi kaybetmeyeceğiniz bir şekilde saklayın . Latitude İsimli uygulama üzerinden de kayıt yapabilirsiniz. Genel konum kartına basın daha sonra ayarlardan Etkinleştir ve "mevcut en iyi konumu " i işaretleyin ve kaydedin sonra en aşağıda bulunan Genel KML Yayını:: altındaki kodu alın kopyalayın. Şimdi google earth açalım yerler bölümünde alt kısımda geçici yerler yazan yere gelip sağ tıklıyorsunuz ekle den ağ bağlantısına tıklıyorsunuz ve sonra bağlantı yazan yerdeki boşluğa google'dan aldığımız kodu yapıştırıyoruz 


       Şimdi cep telefonunda yapacağımız uygulamayı görelim google map programını telefonunuza yüklemek için bu adresten indirin. Telefona kurduktan sonra oradan seçeneklerden latitude seçin ve oradan oturum açın gps sizin koordinatlarınızı google eartha aktaracaktır.Ve üye olduğunuz sayfadan bu telefonun konumunu takip edebilirsiniz. 

Üyelik sayfası:
http://www.google.com/latitude/apps

Uygulama indirme sayfası (cep telefonu üzerinden girip indirin):
http://m.google.com/latitude



25 Ocak 2013 Cuma

Kurtlar Vadisi 179. Bölümü ve Nedir Bu Polat’ın Abdül’den Çektiği?

 179. Bölümü izlemek isterseniz aşağıdaki bağlantıya tıklayın.


     On yıllık bir vadi izleyicisi olarak söylüyorum bu güne kadar Polat’a kendi adamlarının yaptığını kimse yapmamıştır. Memati hapçı olur Polat’a çatar, Abdül kafayı yer Polat’ı öldürmeye gelir. Ve nihayet dün akşamda gördüğünüz gibi Abdülhey’in canı sıkılır yine Polat’a sıkar. Arkadaş bu Abdül neden Polat’a sıkarken gösterdiği becerisini başka bir yerde gösteremiyor anlamıyorum. Polat Abdülheyi bu güne kadar hangi görevde kullandıysa Abdülhey bu görevleri eline yüzüne bulaştırmıştır. Ama biri Polat’a karşı Abdülhey’i doldurunca adam attığını onikiden vuruyor. Bu durum Polat A.’nın sağ koluna yada sol bilemiyorum gerçi fark etmez ama yakışmıyor. (ihtiyarların dikkatine J)

      Bide şunu fark ettim ki adamın yüzüne iyi davranmayanların hepsi adam öldükten sonra birden Polat Alemdar’ı halk kahramanı olarak nitelendirmeye başladı. Adam madem bu kadar iyiydi sağlığında niye yanında olmak yolunu açmak yerine tekerine takoz oldunuz.

      Bide şu var tabi bu ihtiyarlar bu kadar güçlü ve etkindi madem bu alemdarı neden sağsalim göreve salmadılar da önce bir güzel fırınlayıp pişirdiler de öyle saldılar… Anlamak güç…

23 Ocak 2013 Çarşamba

(Freedom Writers) Özgürlük Yazarları ve iyi öğretmen olmak


      Dün bir film izledim. Yeni öğretmen olmuş bir bayanın içindeki öğretme isteğini, ayrımcılık konusuyla birlikte ele almış. Film daha önce gerçekleşmiş bir olayın kurgulanması yani gerçek hayatı yansıtıyor. Filmin geçtiği mekanda ayrımcılık olayları sokak kavgasına kadar gelmiş. Herkes korku içinde yaşıyor. Bir gün daha sağ kalmak için çaba gösteriyorlar. Böyle bir ortama kendi isteğiyle gelmiş gönüllü bir öğretmen burada ki öğrenme isteği olmayan gençlere hem eğitim vermeye çalışıyor hem de onlara hayat dersi veriyor.


      Bence herkesin özellikle de şu öğretmenlerin izlemesi gereken bir film öğretmen öğrenciler için öyle bir çaba gösteriyor ki takdire şayan bir durum. Önce okul yönetiminden destek istiyor, okul yönetimi onlar desteği hak etmiyor diye öğretmeni tersliyor. Öğretmende kendi çabasıyla aynı anda üç işte çalışarak gecesini gündüzüne katarak, yeri geldiğinde evine ailesine göstermesi gereken ilgiyi bu öğrencilere göstererek öğrencilerine kitap alıyor, onlarla ilgileniyor, onlara destek olmaya çalışıyor. Öğrenciler bu duruma başta duyarsız kalıyorlar ama sonra bu kadar içten bir harekete karşı içleri ısınmaya başlıyor ve onlarda yavaş yavaş öğrenmeye başlıyorlar. Bu yolda öğretmen eşinden ayrılmış olsa da 50’ye yakın insanı topluma kazandırıyor. 50’ye yakın insanın hayatına anlam veriyor . 50’ye yakın insana kişilik kazandırıyor.
      Bu filmde asıl ilgimi çeken öğretmenin öğretme şeklidir. işte böyle öğretmenlerdir kırk yıl kölesi olunacak öğretmenler keşke bütün öğretmenler böyle olsa öğretmek için canla başla çalışsalar öğretmenliğe meslek gözüyle bakmasalar da Öğretmenlik bir sevgi olsa, aşk olsa.



      Bir milletin kaderi okul sıralarında belirlenir. Bir millet anca okullarda gelişir. Ve Okulları okul yapan, yapacak öğretmenlerdir.

20 Ocak 2013 Pazar

Hülya Avşar odeabank ve bizim okul...

      Uzun zamandır yazmayı düşündüğüm ama son günlerde bardağın taştığı bir durum var ki hepiniz de eminim ki bu durumdan müzdaripsiniz. Yeni bir banka açılmış adı Odeabank'mış. Bankanın kurumsal yapısı işleyişi nedir bilmem zaten burada konu banka değil, burada konu Hülya Avşar ve reklam bir günde o kadar çok karşılaşıyoruz ki artık gına geldi hepimize. Neymişte reklamında oynamıyormuş ta sadece müşterisiymiş falan evet evet bende bu blogu yazmıyorum zaten . 


       Reklam o kadar sıkıcı ki görünce çok sevdiğim bir programın reklamlarında bile olsam kanal değişiyorum artık. Bir de dizi reklam yapalım demişler ki açıkcası bana bankanın değil de Hülya Avşarın reklamı yapılıyormuş gibi geldi. Ayrıca reklamı yapanlarıda anlayamıyorum ne alakası var Hülya Avşarla bir bankanın bilemiyorum. Ses getirmek istiyorsanız daha hoş ve insanların gözüne sokmadan da ses getirebilirsiniz ki daha önce pek çok örneğini gördük. Neyse...

      Gelelim bizim okula ilk dikkatimi çeken akasya durağının "nurimu" sunun diziyi tanıtması öyle bir başlıyor ki anlatmaya iyi bir şey zannediyorsunuz tam arkadaş ortamından bahsederken bir öğrencinin sınıftaki kızı öpmeye çalışması ise ne kadar iyi bir okul olduğunu gösteriyor. Öğretmenler öğretmenmi değilmi belli değil. Öğrenciler derseniz nasıl öğrenci anlayamadım 10. sınıftan bahsediyorlar adamın sakalı 30 yaşındayım diyor. Akasya durağını can sıkıntısından izleyen bir arkadaşımın da dediği gibi umarım akasya durağındaki gibi aynı senaryoyu ısıtıp ısıtıp önünüze getirmezler...

       Merakımdan soruyorum acaba bir gün hem sanatsal yönden hemde sosyal fayda yönünden eksiksiz demiyorum ama iyi bir yapıtla karşılaşacakmıyız.

12 Ocak 2013 Cumartesi

Kalbimin Anahtarı... Aşkın yolu...

Öyle bir kelime söylesem ki diyorum,
Dışarıda bir başkası kalmasa.

Kim o, deme boşuna...
Benim, ben.
Öyle bir ben ki gelen kapına;
Baştan - başa sen.

Demiş Özdemir Asaf



     Aşk herkesin kalbinde farklı eser, kimisinin kalbini üşütür, kimisininkini bir meltem havası kaplar ve kimisininkini de kavurur. Bazısı yalnız yaşamak ister aşkını bazısı anlatacak birini arar. Bazısı aşık oldum sanar ama bazısı kendinden bile saklasa da aşıktır işte. Ama bunca isteğe rağmen aşk kendini istediği gibi şekillendirir. Nasıl yaşamak istediğinizle ilgilenmez. Akışına bırakır kendini kimin ne istediğini umursamaz.

      Belki varırsınız kapısına yalvarırsınız aç diye ama ne kadar zorlasanız da açılmaz o kapı size bilemezsiniz belki de anahtar bir başkasındadır. Yada uzaktan seyredersiniz onu içinize atarsınız sevginizi kalbinizde büyütürsünüz yeri gelirse sahibine olgunlaşmış bir sevgi verebilmek için.Baştan başa o olsanız da bazen onun için öteki olursunuz çünkü o çoktan bir başkasını sevmiş ve sevdiği kişiye dönüşmüştür... Ama ne olursa olsun sevdiğiniz için mutlusunuzdur çünkü sevmek kalbe iyi gelir sevmek için yaratılmıştır o...

4 Ocak 2013 Cuma

Mekke'nin Fethi Yılbaşının Alternatifi Olmamalı...

       İnsanları Mekke'nin fethiyle yılbaşı arasında seçim yapmaya zorlamak aslında hiç hoş değil. Mekke'nin fethi başlı başına önemli bir olaydır . Putperestliğin yok edildiği manevi yönü ağır bir olaydır. Aynı zamanda Peygamberlik efendimizin son görevlerindendir. Böyle bir olayın, alternatifi olabilir mi?
      Yanlış anlaşılmasın burada tartışılan konu yılbaşının dini boyutu değil. Dini boyutu elbetteki tartışmaya mahal olmayacak şekilde islamda yer almayan bir durumdur. Elbette herhangi bir kötü niyeti olmadan, sadece bu gecede bir şeyler yapmak isteyen insanlar az değil. Bu büyük kitleyi, bu işi batıya ilmi açıdan değilde görünüşte benzeme faliyeti yapanlarla bir tutmamak gerekir. Peki ne yapmalı.  Mekke'nin fethi, yılbaşına alternatif mi? Böyle bir şey olamaz. Böyle bir anlayış milletimizi bölünmeye farklılaşmaya yöneltir. Hele ki Yılbaş'nı kutlayan gayri müslim mekkenin fethini anan kişi müsliman şeklinde bir anlayışa katılmak öyle düşünmek müslümanlığa sığmayan bir davranıştır.Bu hassasiyete önem vermeyen ve kendisini Hz. Nuh'un gemisinde , insanları ise tufanda zanneden bir zihniyet olmaktan uzak durmalıyız.
        Kaldı ki mekkenin fethi gibi mübarek bir olayı böyle bir olaya alternatif olarak görmek çok yanlıştır.
        Sayın Nihat Hatipoğlu hocamında dediği gibi...

Mekke'nin fethi, yılbaşını kutlayan geniş halk kitlelerinin de fethidir. Eğer Müslüman iseler bu böyledir. Onların da peygamberi olan Hz. Muhammed (s.a.v.)'in en büyük fethidir. Kabe'yi kazanmasıdır. Putperestliği, paganlığı toprağa gömmesidir. O halde bu insanları başka yerlere itecek yorum ve görüntülerden uzak duralım..