Sayfalar

23 Ocak 2013 Çarşamba

(Freedom Writers) Özgürlük Yazarları ve iyi öğretmen olmak


      Dün bir film izledim. Yeni öğretmen olmuş bir bayanın içindeki öğretme isteğini, ayrımcılık konusuyla birlikte ele almış. Film daha önce gerçekleşmiş bir olayın kurgulanması yani gerçek hayatı yansıtıyor. Filmin geçtiği mekanda ayrımcılık olayları sokak kavgasına kadar gelmiş. Herkes korku içinde yaşıyor. Bir gün daha sağ kalmak için çaba gösteriyorlar. Böyle bir ortama kendi isteğiyle gelmiş gönüllü bir öğretmen burada ki öğrenme isteği olmayan gençlere hem eğitim vermeye çalışıyor hem de onlara hayat dersi veriyor.


      Bence herkesin özellikle de şu öğretmenlerin izlemesi gereken bir film öğretmen öğrenciler için öyle bir çaba gösteriyor ki takdire şayan bir durum. Önce okul yönetiminden destek istiyor, okul yönetimi onlar desteği hak etmiyor diye öğretmeni tersliyor. Öğretmende kendi çabasıyla aynı anda üç işte çalışarak gecesini gündüzüne katarak, yeri geldiğinde evine ailesine göstermesi gereken ilgiyi bu öğrencilere göstererek öğrencilerine kitap alıyor, onlarla ilgileniyor, onlara destek olmaya çalışıyor. Öğrenciler bu duruma başta duyarsız kalıyorlar ama sonra bu kadar içten bir harekete karşı içleri ısınmaya başlıyor ve onlarda yavaş yavaş öğrenmeye başlıyorlar. Bu yolda öğretmen eşinden ayrılmış olsa da 50’ye yakın insanı topluma kazandırıyor. 50’ye yakın insanın hayatına anlam veriyor . 50’ye yakın insana kişilik kazandırıyor.
      Bu filmde asıl ilgimi çeken öğretmenin öğretme şeklidir. işte böyle öğretmenlerdir kırk yıl kölesi olunacak öğretmenler keşke bütün öğretmenler böyle olsa öğretmek için canla başla çalışsalar öğretmenliğe meslek gözüyle bakmasalar da Öğretmenlik bir sevgi olsa, aşk olsa.



      Bir milletin kaderi okul sıralarında belirlenir. Bir millet anca okullarda gelişir. Ve Okulları okul yapan, yapacak öğretmenlerdir.

Hiç yorum yok: